ŞAPHANEDEN SON İLK AN HABERLERİ:
ŞAPHANE DAĞI 3.BÖLGESEL YAYLA ŞÖLENİ BÖLGE HALKINI YAYLAMIZA ÇEKTİ.
Şaphane Dağı 3.Bölgesel Yayla Şöleni çok başarı şekilde yapıldı. Yaylada uzun Ali'den, Noter hanıma, Dr. Özge hanıma, yaylaya yayan yürüyen Muhendis Gül Oktay, Gediz Maliyesi Müdürü, mali müşavir hanıma kadar, köylüsü, kentlisi oradaydı. Yaylada daha ilk defa gördğümüz ne kadar Şaphaneli varmış. Yayla Şöleni'mize katılan, bence mahalli kahraman hemşehrilerime tek tek teşekkür ederiz. O kadar çok kişi ve aile vardı ki, her ne kadar katılanları tek tek kutladıysam da, hepsine dolaşamadık. Siz var oldukca, Şaphane var olacaktır. Emekleriniz boşunamı? Hayır, hayır ! İşte ilk meyvesi, yaylamıza, dağımıza dev yollara başlandı. Şu Ekmeği cebinden katılan Mahalli Sanatcılarımıza ne dersiniz. Halkı orda mahalli türkülerimizle, hele Cemile'nin gezdiği meşelerin başsında, bu " Şaphane Dağı " türküsünü ne kadar güzel yorumladılar, tekrar tekrar çaldılar. Elleriniz, dilleriniz dert görmesin. Ya dilimizde teşekkür etmenin daha üstünde bir kelimemiz olmalı. Sanatcılarımıza ve tüm YAYLA HAYRANLARINA daha geniş bir şekilde teşekkür edeceğiz. Ya şu arabasıyla, traktörleriyle yine ekmeği cebinden, durmadan yayla hayrını taşıyanlara ne demeli. Şaphane Belediyesi de, halkın imkanlarıyla, halka, aksaklıklar da olsa, burada hizmet vermiştir. Şaphane'nin hakkı olduğu daha ilerlemesi ve kalkınması için, Belediyemizdeki eksik olan hizmet içi eğitimin ne kadar gerekli olduğunu nacizhane dile getirecek ve gösterek anlatmaya çalışacağız.
Sayın Belediye Başkanımız Ramazan Yeşildeniz yaylamıza kadar zahmet etmiş, kıymetli zamanalarını harcamıştır. Kendisine teşekkür ediyoruz.
ŞAPHANE DAĞI 3. BÖLGESEL YAYLA ŞÖLENİ HALKI YAYLAYA ÇEKTİ
Geleneksel Şaphane Dağı 3. Bölgesel Yayla Şöleni Cumartesi günü Gökcukur Yaylası’nda yapıldı. Şölen bölge halkını adeta yaylada toplamıştı. Çok büyük bir katılım oldu. Bunları canlı olarak zaman içinde canlı olarak vereceğiz.
Mahalli sanatçılarımız Alettin Özdinc, Adem İleri ve oğlu, Mustafa Çelik, mahalli müziğimizle katılanları coşturdular.
Cenneti andıran Gökcukur Yaylası, gerçek bir yayladır. Bu yaylıyı son olarak Cicigaro’lar işletmekteydi. Yaylanın etrafı binlerce hayvanla kaplıydı. Yayla içinde onlarca at yayılır, yörük kadınları da yaylanın ortasındaki çeşmede durmadan keçe üretirlerdi. Yaylada üretilen süt ürünleri taze olarak pazarlara ulaştırılırdı. Burada üretilen tahıllar, saman da, şimdi açılmakta olan, yaylanın esas yolundan, kağnı arabalarıyla Şaphane’ye ulaştırılıyordu. Yaylamızda, kene ve haşeratın, bilirkişilerin belirttiğine göre, olması da mümkün değildir. Kışın soğuk burada -30 – 40 dereceyi bulmaktadır. En önemlisi orada bulunan kuşların, bilhassa sülünün ana gıdası kenedir.
“ Cemilemin gezdiği dağlar meşeli “ türküsünün Şaphane kaynaklı olduğu öğrenilince, bu “ Şaphane Dağı” türküsü defalarca çalındı. Bölge halkımız mahalli müziğimize dayanamadılar ve oynamaya başladılar. Gökcukur Yaylası’nda ilk göze çarpan Ali Karağıl'dan, Noter hanıma, Dr. Özge hanıma, yaylaya yayan yürüyen Muhendis Gül Oktay,a Gediz Maliyesi Müdürü, mali müşavir hanıma, Kanada’dan gelen gurbetçilerimize kadar, köylüsü, kentlisi hepsi oradaydı. Daha ilk defa gördüğümüz ne kadar bir kalabalık, şaphaneli vardı.
Şaphane Kültür, Tanıtma, Geliştirme ve Çevre Derneği İdaresi ve Başkanı Osman Kara:
Geleneksel Şaphane Dağı 3. Bölgesel Yayla Şöleni’ne katılan tüm hemşerilerimi tek tek kutlarım. Katılım umduğumuzdan kat kat fazla oldu ve nerdeyse tüm bölge halkımız oradaydı. Bu yıl protokolsüz, tam bir yayla havası içinde kutlandı. Tüm mahalli türkülerimiz, “ cemilem “ türküsü mahalli sanatçılarımız tarafından mükemmel şekilde icra edildi. Buraya katılan tüm bölge halkını, halk kahramanlarını kutluyorum. Yayla sevdası, ne yolu, ne yakıtı, ne de masrafı düşündürdü. Hepiniz fedakârlık edip geldiniz. Sizleri hiç durmadan dolaşarak, tebrik etmeye çalıştık. O kadar kalabalıktınız ki, hepinize yetişemedik.
TEŞEKKÜR EDERİM:
Buradan hepinize, tüm katılımcılara bir kere daha teşekkür ederim. Yenigediz ve Bölgem gazetesi sahibi, kadim dostumuz Sedat Özalp’e, ekmeği cebinden mahalli sanatçılarımız Alettin Özdinc, Adem İleri ve oğlu, Mustafa Çelik’e, Arabasıyla, traktörüyle yayla sevdalılarını taşıyanlara, Mustafa Topala, aksaklıklarda olsa, Şaphane Belediyesine, Siyasi Parti temsilcilerine, köy ve mahalle muhtarlarına, oynayanlara, orada çok yardımcı olan Şaphane Jandarması’na, emeği geçenlere candan teşekkür ederim.
KINADIKLARIM:
Bir memleketin toptan hareket edilecek günleri vardır. En azından orada bayrak göstermek gerekir. Değer verdiklerimizi aramızda görmek gerekirdi.
Yeri gelince, toplum önderi gibi görünen, fakat Şaphane’nin en büyük gününde bizi yalnız bırakanları, tembih ettiğimiz halde, o gün ortada görünmeyen Şaphane Otobüs işletmesini, tüm imkanları olduğu halde yine görünemeyen Necati Demirtaş’ı, ortada görünmeyen mahalle ve köy muhtarlarını, varsa diğer kayda değer seçilmişleri siz halka bildirir ve kınarım.
Yayla yolumuz hızla yapılmaktadır. Gelecek Yayla Şöleni’nin gününü bu yolun bitimi tayin edecektir.
Şaphane 8. Kiraz-Vişne Kültür Festivali çok Başarlı ve olaysız geçti. Bu esasında bizim derneğimizin işidir. Burada da emeği geçenleri kutlarım. Ayrıca Gediz belediye Başkanına, katılımından ve gönderdiği mehter’den dolayı, yine Simav folklor ekibine teşekkür ederim.
Ayrıca Pazarlar Beleye Başkanı ve başkanımızla oynayarak, dostluk sergilemeleri de başka bir mutluk oldu.
Şimdi sel gitti ne mil kaldı diye düşünüyorum. Kalan mil şu:
Vedat Bey, yıllar önce “ Şaphane’nin kurtarıcısı “ adı altında gazetede çıkan yazıyı uygulanırsa, gerçekten Şaphane kurtulabilir. Evlere iş verilecektir.
Biz vişne üreticileri yine kan ağlıyoruz. Benim hemşerilerim gelip “ Bu sene vişne 1 liranın altına düşerse, toplamaya imkân yok “ diyorlar. Kendi masrafı zaten 700 kurşun üzerindedir. O halde vişne dalında kalacaktır. Buna bir çare bulunsun.
Şaphane Dağı 4. YAYLA Şöleni’ne hazır olun.”
“ Cemilemin gezdiği dağlar meşeli” türküsünü hatırladınız. Bu türkü gerçekten Şaphane Dağı’nda yaşandı ve kahramanları halen sağ. Muhabirimiz Tahsin Ünlü uzun zamandan beri bu türkünün yaşayan kahramanlarını ortaya çıkarmaya çalışmaktaydı. Nihayet muhabirimiz Tahsin Ünlü türkünün tüm kahramanlarını, Cemile Aktaş’ı Ümmet Yıldırım’ı tek tek buldu ve kendileriyle konuştu. Acı olay, hazır bir sinema senaryosu idi.
Olayın Kahramanı Cemile AKTAŞ, koca ( Büyük ) Memiş ve Iraz Aktaş ’ın 8 Çocuklarından üçüncüsüdür. Cemile ailesiyle beraber Göçlük Köyü Cicikara Mahallesine yerleşirler.
Ancak bu olayın Kahramanı Cemile’nin başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmez ve çile kaderi olur. Buradaki gerçek olaylar, tam bir tabii filmdir ve bu konu film olabilecektir. Daha şimdiden duyuruyoruz.
İsmail oğlu Zabit Cicikaro Cemile ile evlenemeye karar verirler. Düğün cinayetle biter. Düğün alayı arasında bulunan Gavur Ali lakaplı, Ormancı Ali, rakı ister. Düğün sahibi bu isteği reddeder. Göçlük yareni, ormancıya bir rakı almadılar diye kırılır ve düğünü terk etmeye kalkar. Bunların günlü alınır ve geri dönerler. Evin önünde yağmur sularıyla gölcük oluşmuştur. Seğmenler bu suyun etrafında dönerler ve suya doğru ateş ederler. Cemile’nin amcaoğlu Yaren Bayram Aktaş, babası silah verir. Yine Göçlük Köyü’nden Hasan oğlu, Celal Yılmaz’ı kaza ile yaralar. O zaman imkanları da az olduğundan Celal Yılmaz kan kaybı ve barut zehirlenmesinden ölür. Katil Jandarma tarafından tutuklanır. Esasında olay kaza ile değil, düğün bahanesiyle daha 15 yaşındaki Celal Yılmaz’ın kasten vurulduğu söylentisi yayılır. Celal Yılmaz’a adet üzeri türkü yakılır. Halen köylülerin zihinlerindedir. Olayı hatırlarlar.
Cemalımın evleri dere kaşında
Celamımı vurdular 15 yaşında
Celalım, Celalım, ne oldun celalım
Kanlar içinde kaldın Celalım
Celalin evleri mektebe yakın
Celali vurdular boyuna bakın
Şirin bahçesinde gül idin
Goncalarım açmadan vurulmuş oldun. ( Derleyen Hürü Akdağ Gölcük )
Bütün bunlara rağmen Cemile, Zabit Cikaro’ya gelin gelir. Bunlar esasında dayı, hala çocuklarıdır. 3 yıl sonra eşi askere gider. Gelin geldiği aile, düğünde bir kişinin cinayete kurban gittiğini ve gelinin uğursuz geldiğini öne sürerler ve gelini istemezler. 10 yıl sürecek boşanma davası başlamıştır.
Cemile ailesine, babası koca Memeş’e dönmüştür. Hayvancılıkla geçinen aile de yazın Şaphane Gökçukur Yaylası’nda geçirmektedir. Cemile’nin daha boşanma davası devam etmektedir. Bu sırada Kızılkoltuk Köyü, Kayrak Mahallesi’den Ümmet Yıldırım,ın 3 çocuk babasıdır ve eşi vefat etmiştir. Artık evlenmek istemektedir. Gökcukur Yaylası’na gelerek, bazı kişilerin yardımıyla Cemile’yi zorla Şaphane Dağı’nın meşelerin bol olduğu başka tarafına kaçırır. Cemile kaçmasın diye, bir odaya kitler. Cemile de evlenmeyi zaten reddetmektedir ve çok guruludur. Bu arada Cemile’nin yanına diğer Yörük kadınlar ziyarete gelmektedir. Bunlardan Cemile’ye akıl verirler. En sonunda Raşit Yüksel’in verdiği akılı dinler.
“ Cemile akıllı ol kızım. Yoksa seni yaşatmayacaklar. Sen bunlara evleneceğim, çağırın babam Koca Memiş’i, isteyin de Nikah kıyılsın de “ derler. Cemile de bu öğütleri yerine getirir. Cemile’nin babası koca Memiş’i çağırırlar. Türkü de olayın burasına açıkça geniş yer verilmiştir. Her kıtanın sonunda “Nikamızı Kıysın, Ünnen Gelin Koca Memiş'e “
denmektedir. Ünen Gelin Koca Memiş’e - bugünkü Türkçe ile “ Çağırın gelin Koca Memiş’i,( babası ) kıysın nikâhımızı “ anlamına gelmektedir. Cemile’nin babası iri yarı bir adam olduğundan, Koca Memiş lakabı takılmıştı.
Gerçekten Cemile’nin babası Koca Memiş Aktaş, jandarma eşliğinde Şaphane Gökçukur Yaylası’na gelir. Cemile babası, hep beraber Şikayet dilekçesini geri almak üzere Gediz Savcığı’na gidilir. Cemile kendisine verilen öğütleri tutar ve kendini güvencede hissedince karşı tarafa geçer ve durumu anlatır.
BUGÜN 177135 ziyaretçi BURADAYDI