ŞAPHANE BİR TARİH VE KÜLTÜR ŞEHRİDİR
ŞAPHANE - KAYIP TARİHİ SAAT
  SAPHANE'den SON HABERLER
  YORUM OKU
  YORUM ARŞİVİ
  HAYVAN HAKLARI
  İLETİŞİM
  GÖRÜŞLERİNZ
  UNUTULMAYAN HABERLER
  ZİYARETCİ DEFTERİ
  ŞAPHANE RESİM GALERİSİ
  ŞAPHANE TARİHİ FOTOLARI
  YAYLA ŞÖLENİ'den FOTOĞRAFLAR
  ŞAPHANE KÜLTÜR... DERNEĞİ
  ÖNEMLİ TELEFONLAR
  TARİHİ SAATİMİZİ İSTERİZ!
  MESLEK YÜKSEK OKULU
  YARIŞMAYA KATIL
  Gleitschirmfliegen-YAMAÇ PARAŞÜTÇÜLÜĞÜ
  SAYAÇ
  MUSTAFA İSLAMOĞLU
  ŞAPHANE'den MANZARALAR
  KAYIP TARİHİ SAAT
  CANLI SEYRET
  ŞAPHANE DAĞI
  TARİHİ MEKANLARIMIZIN İÇİ-KIYAFETLERİMİZ
  ŞAPHANE TARİHİ
  SEÇİM2007 ŞAPHANE
  ŞÖLENE DAVET
  ŞAPHANE DAĞI ÇİÇEKLERİ
  ŞAPHANE SPOR
  SON AYIN HABERLERİ
  ŞAPHANE'NİN EVLATLARI
  OKULLARIMIZ
  800 YILLIK CAMİMİZ
  2008 ŞAPHANE TAKVİMİ
  ŞAPHANE'DE NELER OLUYOR
  BİLGİ YARIŞMASI
  KÜLTÜR DERNEĞİ'NDEN HABAERLER
  ESKİ YORUMLAR
  ŞAPHANE'NİN SESLERİ
  SAKLI KENT
  HABER ARŞİVİ
  HABER ARŞİVİ 2010-11

ULUCAMİZDEN VAKIFLARCA ALINAN 700 YILLIK TARİHİ SAATİMİZİ GERİ İSTERİZ. 

  


 

ŞAPHANE ESERİNİN BAYRAKTARI OLACAĞIM

 

Bilindiği gibi, Şaphane’nin en büyük, en kıymetli tarihi eseri olan 700 yıllık tarihi saati Vakıflar genel Müdürlüğü’nce aldırılmıştı. Tarihi saatin Şaphane’den bu şekilde alınması, halk arasında büyük üzüntü yaratmış ve halkın iliklerine kadar bu haksızlık işlemiştir.

Saatin Fransız yapımı olması Fransızların dikkatini hep çekmiştir. Fransa’dan saat uzmanı, araştırmacılar gelmiştir.

Son olarak bir Türk dostu, Türkolog, İngilizce öğretmeni.  Béatrice HOLZ Şaphane’yi ziyaret etti. Saatin çok net çekilmiş tüm fotoğraflarını uzun  zaman inceledi. Araştırmalar yaptı.

 

“ Ben hem aydın bir Fransız ve aynı zamanda T.C. Vatandaşıyım. Milletini ve Kültürünü seven anlamında Türk-Fransız milliyetçisi ve iş kadınıyım. Bu kadar değerli tarihi saat, dünyanın ortak kültür mirasıdır ve her dünya vatandaşının bu tarihi eserde hakları vardır.

Gittikçe Fransa’da,  700 Yıllık Şaphane Tarihi Saati’nin, korumak bahanesiyle, korumak şurada dursun ağır hasar verildiği duyumları gelemeye başlamıştır. İlk imkanda, bu 1. sınıf takriben 3m boyundaki tarihi eser saati yerinde incelemeye karar verdim.

 

Şaphane’de, saatin aslını görmek mümkün olmasa da, tarihi saati orijinal büyük fotoğraflarından inceledim. Olayı imkanlarım ölçüsünde araştırdım. Muhakkak ki,  uzmanlar daha geniş bilgiler vereceklerdir. Bu Ortaçağ Şaphane saati hakkında, cilt cilt kitaplar yazılabilir. Google’dan “ Şaphane tarihi saati “ arattırınca, önünüze çok bilgi ve belge çıkmaktadır. Ben araştırmalarımı özetlemeye çalıştım.

 

-         Tarihi anıt saat 700 yıl önce, bir Ortaçağ eseridir.

 

-         Saat Fransa’da yapılmış, batı ve doğunun müşterek eseridir.

 

-         Tarihi saatin, motor kısmı genleşmeyen, çok özel bir alışımdan yapılmıştır. Böylece saatin ileri veya geri kalması mümkün değildir.

 

-         Şaphane Ulu Camisi’nde kalması şartı ile, şartı bir hibedir.

     

-         Şaphane halkı, bu Seyisağa’nın şartlı hibesi’ni, 700 yıl boyunca, tarihi saati aslı gibi aynen korumuşlardır. Dünya tarih mirasını bu kadar iyi koruyan Şaphane halkı, dünyaca taktir edilmelidir.

     

-         800 Yıllık Şaphane Ulu Camisi, 800 yıl boyunca hiç hırsızlık ve kötü niyet teşebbüsü olmamış ve haliyle bir şey de çalınmış değildir.

 

-         Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu durumda, Şaphane için bir güvenlik gerekçesi söz konusu değilken, tarihi eseri, korumak bahaneyle,  1. sınıf tarih eseri saati camide kullanılan, çalışan saati durdurarak, usulüne aykırı, çok basit bir şekilde, emniyetin ve mülki amirin haberi dahi olmadan camiden aldırmıştır.

 

-         Bu tarihin saatin benzerleri, en tehlikeli bölgede, başta İstanbul ve Bursa’da, başka yerlerde, camilerde, havra ve kiliselerde de bulunmaktadır. Onlar yerlerinde durduğuna göre, demek ki, çaresiz gibi görünen Şaphane’den çalışan ve halkın ve vakfedenin rızası olmaksızın alınan tek tarihi eser olarak görünmektedir. Eşit de davranılmamıştır.

 

 

-         Korumak bahanesiyle alınan ve 700 yıldan beri korunan tarihi saate ağır zarar verildiği görülmektedir. Bu saatin camiden alınmadan hemen öncesi fotoğrafları ile camiden alındıktan sonraki fotoğraflarının incelenmesinden bu açıkça görülmektedir.

 

-         Vakıflar  İdaresi, halkın yazılı isteklerine, Derneğin tarihi eseri korumayı vaat etmesine ve vakfedenin arzuna rağmen, saatin esas yeri olan Şaphane’ye iade etmemiştir.

 

-         Hukukçuların ve uzmanların verdiği bilgilere ve  basında geniş bir şekilde belirtildiğine göre de, olay ne Türk hukukuna, ne de everensel hukuka uygun olması mümkün değildir.

 

-         Bir yasal boşluğu doldurmak için olmalı, tarihi eser saatin ilk önce Uşak Müzesi’ne teslim edildiğinden de söz edilmektedir. Halbuki tarihi saat geçici de olsa Uşak Müzesi’ne hiç uğramamıştır.

 

 

Bu saat skandalı yazılı basınımızda çok geniş bir şekilde yer almıştır

Şaphane halkı 700 yıldan beri gözleri gibi korumuşlar ve orijinal haliyle günümüze kadar getirmişlerdir.  Böyle bir tarihi saati 700 yıldan beri aslı gibi koruyan Şaphane halkına, dünyaca ve  UNESCO gibi kuruluşlar tarafından taktir belgesi verilmesi gerekir. Oysa Şaphane halkı en kıymetli eserleri ellerinden alınarak cezalandırılmaktadırlar.

 

Bildiğim kadarıyla, T.C., Başta Fransa, Avrupa ve ABD devletleri gibi yerlere, “ Her eser bulunduğu yere aittir “ tezini öne sürerek, tarihi eserlerin, geri iadesini talep ve dava etmektedir. Bu sefer burada Türkiye kendi tezinin tam tersine hareket etmektedir.

 

Vakıflar, korumak bahanesiyle, bu kadar değerli saatleri, eserleri toplayıp,  esas işi bu olmadığı halde, müze açma iddiasındadır.

O zaman, bu tip saatlerin, hatta daha tehlikeli bölgelerde bulunan, Bursa’dan, İstanbul’dan, camilerde, kilise ve havralardan da bu ayardaki saatlerin tümünü toplaması gerekirdi.

Bu adı geçen yerlerde, bu tip saatler olduğu yerlerde durmakta ve halen çalışmaktadır.

Şaphane Ulu Camisi’nde 800 yıllık tarihinde, bir hırsızlık teşebbüsü dahi olmadığına göre,  zaten suiistimale çok açık “koruma bahanesi “  burada gerçekten suiistimal edilmiştir. El koymak anlamındadır. Bu   “ KORUMA “ sözü, başta Sovyetler Birliği tarafından çok suiistimal edilmiş iyi kullanılmıştı. İşgal ettiği ülkelere hep “ KORUMAK “ adına hareket etmişti.

 

Vakıflar İdaresi, halktan öğrendiğime göre, daha tehlikeli bölgelerde, bu benzeri saatleri bıraktığına, alamadığına  göre, yani tüm benzeri saatleri toplayamadığı göz önünde bulundurduğumuzda, çaresiz gibi gördüğünü  sandıdığım, Şaphane Ulu Camisi’nde çalışmakta olan, kullanılan  saati durdurarak aldırması, hoş bir olay değildir. Vakıflar bazı  tarihi eser ve saatleri toplamış olabilir. Bunlar daha çok tavan arasında kalmış, çalışmayan, ya da artık atıl kalmış, ya da gerçekten  gönüllü olarak verilmiş eserledir. Müze ancak gönüllü verilmiş eserlerden oluşabilir.

Şaphane halkını kan ağlatarak,  iade talebine rağmen zorla 700 yıllık Şaphane tarihi saatinin elde durdurulmasını anlamak mümkün değildir.

 

Yine bilindiği gibi, pozitif anlamda, tarihi eserlerin, olayların sergilendiği müzeler olduğu gibi, negatif anlamda, acıların, geçmişin hatalarının, suçlarını sergileyen müzeler de vardır. Bunların başını Nazi kampları, insanların yakıldığı fırınlar, atom bombasının ilk atıldığı Hiroşima faciasının müzeleri vardır.

 

Bu Vakıflar İdaresi’nin müzesi de, Şaphane halkının, tarihi eserlerinin ellerinden gönülsüz alındığını, mahallinde tutulamadığını gösterir, ağlama müzesi olacaktır. Şaphane halkı orada, bu tarihi saatin önünde bulaşacak, protesto edecek ve yeni ağlama duvarları olacaktır.

 

Hiç ummadığımız, bir Şaphanelinin, “ Bana müzede Şaphane saatini gösterin, ona öyle bir sarılayım ki, beni ancak bu saatten son nefesinden sonra ayırabileler “ demesi çok manidardır. Yine saat skandalını uzun bir yazıyla  şiddetle protesto eden ve saat skandalını kınayan Şaphaneli Zekeriya Karadoğan vardır. Basında yer alan Protestosu henüz dikkate alınmasa da, halkın çektiği acıyı  ve sknadalı çok iyi dile getirmiştir.

 

Eğer bu müze hataların, suçların, tarihi esere zarar verme müzesi olmayacaksa, Şaphane tarihi saati derhal hiç beklemeden, onu 700 yıl boyunca korumuş olan, Şaphane’ye iadesi, evrensel hukukun, insanlığın, mantığın bir gereğidir. Üstelik Şaphane Derneği      bu tarihi saati, her türlü elektronik ve İP kameralarla korumayı resmen vaat etmektedir. Mazeret de kalmamıştır.

 

Vakıf kelime anlamıyla, zaten “ Yerinde tutma, koruma “ anlamına gelmektedir. Vakıflar İdaresi zenginliğini ve o büyük gücünü, halkı kan ağlatmakta  değil, tarihi eseri yerinde tutmakta göstermelidir. Bu onun asli görevidir. Hale vakfedenin arzuna uymak zorundadır. Yoksa kimse bir daha bir şey vakfedemez olur.

 

Sayın Uğur Dündar’ın,  programında, en büyük müzemiz TOPKAPI’da  eski eserlerin, duyarsız ellerde nasıl zarar gördüğünü, yok olup gittiklerini gördüğümde oturup ağlamışımdır.  Müzeler, hiçbir zaman mutlak en emin yerler değildir. Oralardan da daha kolay eserler kaybolmaktadır. Orda tarihi eser saatin daha da tehlikeye atıldığı kanaatindeyim.

 

Bu tarihi esere yapılan tüm işlemler, evrensel ve milletler arası hukuka tamamen aykırıdır. Evrensel hukukun gereği  ve vakfedenin arzusuna uygun olarak Şaphane tarihi saati, Şaphane iade edilmez,  haksızlık yaratılırsa, ben Şaphane halkına söz veriyorum, bu saatin bayraktarlığını büyük bir zevk ve azimle ben yapacağım.

 

Ancak Şaphane halkı, uğradığı haksızlığı, müddet vererek, başta Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanlıklara duyurmalarını bekleyeceğim. Bu makamların olaya seyirci kalmaları halinde, girmeye çalıştığımız, iç hukukumuzun da bir parçası olan Avrupa’ya, Avrupa Parlamentosu’na, AİHM’sine, Fransız Cumhurbaşkanlığı’na, medyaya getireceğime söz veriyorum.

 

Hiç de arzu etmediğim, tarihi saat skandalı Avrupa basınına ulaşınca, ateş barut fıçına ulaşmış ve ateşlenmiş olacaktır. Burada korkum ve hiç istemediğim, skandalı aşırı uçlar, “ İşte bakın Türkler Avrupa yapısı  tarihi esere nasıl el koydular, onu mahvettiler! Bizden, her tarihi eser bulunduğu yere aittir deyip, tarihi eselerin iadesini isterlerken, kendileri bile aldırış etmiyorlar. Biz de hiç eseri iade etmeyeceğiz. “ gibi  daha ağır sözler Avrupa basınında her gün görülebilirler. Halbuki ben bu skandalın devletin değil, birkaç işgüzar bürokratın hatalı bir işleminden ibaret olduğunu sanıyorum.

Sonunda bu skandal, hiç istemediğimiz uluslar arası bir skandala dönüşür.  Türk medyası da bu arada bu tarihi eser skandalını ciddi şekilde ele alır. O zaman devletin çarkları dönmeye başlar.  Gönül ister ki, çarklar bunlara gerek kalmadan dönsün.

 

Ben de bir vatandaş olarak, başta Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, ilgi bakanlarımızdan ve diğer ilgililerden bir kere daha buradan istirham ediyorum, gelin Türkiye’nin dışarıda bu kadar ağır sorunları varken, bir de tarihi eser skandalına yer vermeden, kan ağlayan Şaphane halkına tarihi saatlerini, vakfedenin de arzusuna uygun olarak, aklın hukukun, mantığın gereği olarak derhal iade edelim. Vakıflar, gücünü zorla eser almakta değil, eseri mahallinde halkla beraber korumakta göstersin. Artık dünyada kalmayan, Türkiye’de acılı insanların ağlama duvarları, hukuksuzluk, haksızlık sergileyen, zorla alınmış eser müzesi hiç olmasın!  Hürmetlerimle “

 

 

 



TARİHİ ŞAPHANE SAATİNİN SON HASAR GÖRMÜŞ HALİDİR

O GELİNCEYE KADAR YOKKUZ

 

Şaphane meydanında bekleyen gençler muhabirimizi arayarak, cami ve onun kutsal saati hakkında görüş belirteceklerini bildirdiler.

 

“ Bizler, Mesut Cankal, İsmail Karaağa, Ethem Özturan, Musa Bayraktar, Ahmet Katan ve arkadaşlarımız, her vakitte camide olamasak bile, yine aklımız bu tarihi camimiz ve onun ayrılmaz parçası ve bizlere emanet 700 yıllık tarihi saatimizdedir. Bu kadar eski ve bize ait, camimizde kalması şartıyla hibe edilmiş tarihi eserimizi nasıl alındığını anlamış ve bir anlam verebilmiş değiliz.

 

Muhakkak ki, bu tarihi saatimizin gerçek yeri Şaphane Ulu Camisidir. Yerini boş gördükçe, namaz anında da aklımız hep oraya gidiyor.  Namazımız bozuluyor.

 

Namaz kadar, İslamın Camisi, eşyaları, dolayısıyla camiye ait saat de kutsaldır. Esas cami cemaatinden bazılarının camiye ait saatin gitmesine seyirci kalmamalarını anlamak mümkün değildir. Daha yakın zaman kadar, bu 800 yıllık camimizi Camii Kebir Vakfı, yani Şaphane halkı, cami cemaati idare etmiş ve caminin saatini bu günlere kadar getirmişlerdi.

 

Bu bakımdan da cami cemaatini anlamak mümkün değildir. Hâlbuki bu saat hibe eden, Seyitağa ve ondan sonra gelen 12 nesil bu saatin bakımını üstlenmiş ve bizim neslimize kadar getirmişlerdir. Bizim neslimizin bu saate gerektiği gibi sahip çıkamaması yürekler acısıdır.

 

Bütün yük birkaç Şaphane sevdalısının üzerine bırakılarak, seyirci kalınmasını içimize sindiremiyoruz. Bu kutsal görev, birkaç Şaphane sevdalısının omuzlarına bırakılamayacak kadar büyüktür. Bu fedakâr Şaphane sevdalıları, dernek olarak her şeyi göze alarak, mücadele yürütmektedirler.

 

Bizler de, ne yapabiliriz diye düşündük. İlk yapacağımız demokratik hakkımızı kullanarak, camimize tarihi saatimizi gelinceye kadar bir daha adım atmamaktır. İbadetimizi diğer camilerimizde yapacağız. Bu demokratik hareketimiz, cami personeli ve idarecilerine karşı değildir. Sadece saatimizin tekrar yerine konmasıyla ilgilidir. Tekrar iadesi halinde, koruma sorunu olacağı bir hayaldir. Burası dağ başı değildir ve bu düşünce Şaphane’ye bir hakarettir.  Burası bir vatan paracıdır, her zerresi korunacaktır ve bizler de nöbet tutmaya hazırız.

 

 İlk elimizden gelen bu demokratik hareketimizin tüm gerçek Şaphaneli dostlar tarafından desteklenmesini beklemekteyiz. Bize ait olan saatimizi iadesini talep ediyoruz ve o gelinceye kadar Şaphane Ulu Camisi’nde yokuz. Diğer camiler bizi bekliyor.”

 

Aynı görüşleri paylaşan pek çok Şaphaneli hemşerimiz de basına demeç vermişlerdir. Onları da sırayla yayınlayacağız.





ein Bild


ein Bild

TARİHİ SAATİN CAMİMİZDEYEYKEN  SON ORİJİNAL HALİ

ein Bild

700 YILLIK TARİHİ SAATİMİZİN CAMİMİZDEN ALINDIKTAN SONRA ŞİMDİKİ, SON KIRILMIŞ, HASAR GÖRMÜŞ HALİ

ein Bild

 BASINDA TARİHİ SAAT

Şaphane tarihi saatini geri istiyor

Şaphane tarihi saatini geri istiyorŞaphane'de vatandaşlar, Ulu Camii'nden alınıp Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce geçen yıl Ankara'ya götürülen 700 yıllık tarihi saati geri istiyor
 
Şaphane'de vatandaşlar, Ulu Camii'nden alınıp Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce geçen yıl Ankara'ya götürülen 700 yıllık tarihi saati geri istiyor. Ünlü Fransız fotoğraf sanatçısı ve etnograf Christine Delpal de, ilçeye gelerek, saatin ait olduğu yere geri getirilmesi gerektiğini söyledi. 

Saatin Fransız yapımı olduğunu öğrenince Şaphane'ye gelen Delpal, saatin takipçisi olan Şaphane Kültür Derneği'ni ziyaret ederek bilgi istedi. Tarihi saatin orijinal fotoğraflarını inceleyen Delpal, saatin teknik yapısına ve işçiliğine hayran kaldı. Delpal, "Bu kadar eski, dünyada nadir bulunan saat ilgimi çekti. Hele saatin Fransız yapımı olması beni heyecanlandırdı. Ne yazık ki saatin kendisini inceleme fırsatım olmadı. İyi ki her yönden çekilmiş net fotoğrafları var. Bu kadar değerli saat dünyanın da bir kültür mirasıdır. 

7 asırdan beri yerinde çok iyi orijinal haliyle korunmuş ve öğrendiğime göre de hiçbir hırsızlık teşebbüsü bile olmamış. Çalışan saatin ait olduğu yerden alınıp, halka rağmen bir müzede sergileneceğine aklım ermedi. Böyle bir tarihi eseri, ait olduğu ilçeden alıp, büyükşehirlere götürmek doğru değil" dedi. 

Olayı Fransız basınına yansıtmak istediğini belirten Delpal, "Esasen saatin şu an gerçek tehlikede olduğunu sanıyorum. Bu nadide tarihi eser ait olduğu yere derhal iade edilmeli ve korunması için yerinde özen gösterilmelidir. Halktan zorla alınmış eserlerden oluşan bir müze dünyada daha yok. Şaphane'nin mağduriyeti devam ederse olayı Fransız basına iletmeyi görev bileceğim" diye konuştu.
Şaphaneli ressam Ahmet Bayraktar da, "Bu saat halka aittir. Vakıfların burada bir mülkiyet ilişkisini göremiyorum. Halka rağmen zorla alınan eserlerden oluşan ilk müze, herhalde vakıflar idaresininki olacaktır. Bu müze, halkımızın ağlama duvarı olacaktır. Dünyada böyle başka müze daha yok. Böyle müzecilik anlayışı da yok" şeklinde konuştu.
.
Yayın Tarihi : 23 Haziran 2006 Cuma
 

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
 
ahmet kara IP: 85.108.126.xxx Tarih : 09.07.2006 15:47:51
haberi okudum çok üzüldüm halka ait bir şeyi devletin el koyması çok yanlış.inşallah en kısa zamanda geri iade ederler.
nurcan bayraktar IP: 88.241.210.xxx Tarih : 31.07.2006 17:52:46
değil tarihi saatimize,bizler hiç bir değerimize sahip çıkamıyoruz.en başta da gençlerimize.onları resmen şaphane dışındaki işlere sevk ediyoruz.neden,çünki iş yok,olanak yok.ben her yıl geldiğimde yeni bir şey göreceğimi ümid ederken hayal kırıklığına uğruyorum,maalesef gün gün gerileyen zihniyetler içerisinde yok olmaya mahkum bir yer.acı ama gerçek...
Emin KARA IP: 88.247.211.xxx Tarih : 16.08.2006 23:55:33
Yıllarca atalarımızdan bugüne korunan tarihimizden bir parça daha işgüzar ve tarihi değerlerinin anlamını bilmediğine inandığım kişilerce yerinden alınması acaba kimlere ne çıkar sağlar ? Ve 700 yy.gibi az olmayan bir sürede germiyanoğullarının,Osmanlının ve T.C Hükümetlerinin bunca yıl dikkatini çekmeyen alınmayan saat neden şimdi acaba ?...Saygılarımla.Emin KARA MHP Şaphane İlçe 2.Bşk.
bülent aydın IP: 88.240.238.xxx Tarih : 11.09.2006 19:34:03
çocukluğumda camiye gittiğim zaman hep o saatin yakınına oturur onu seyrederdim,niye verirsinizki böyle kıymetli eserleri,umarım geri gelir.
bülent aydın IP: 88.241.54.xxx Tarih : 03.11.2006 00:36:52
tüm hemşehrilerimi selamlıyorum.(izini kaybettiğim arkadaşlarım için e-mail adresim.blntydn@ttnet.net.tr)
ERKAN ÖZTURAN IP: 88.241.60.xxx Tarih : 23.11.2006 00:39:21
biz saphaneliler olarak saatin maddi degerinden cok manevi degerindeyiz o saat caminin sembollü gibiydi insallah yerine geri gelir
( Kenthaber)
 
TARİHİ SAATİMİZİN ALINMASINI VE BAZI ŞAPHANENİLERİN İLGİSIZ KALMASINI, ZAFER YÜRÜŞCÜLERİ PROTESTO ETTİLER.
 
BİZLERİ UTANDIRMIŞLADIR.
CANLI OLARAK DİNLEYİN. ( ÖNCE DOLDURUNCAYA KADAR BEKLEYİN VE SONRA SEYREDİN ) (mavi yazılar üzerine tıklayın)
TIKLAYIN! 
 
 
http://www.youtube.com/watch?v=7uF0_15eTw8  MUTLAKA SEYREDİN ( tıkla)

ein Bild 

CAMİMİZİ VE TARİHİ SAATİMİZİ GÖZÜ VE KULAĞIYLA 24 SAAT DÜNYANIN HER YERİNDEN  GÖZETECEK KAMARA

ein Bild

700 YIILIK TARİHİ SAAT

TARİHİ SAAT TÜM DÜNYADAN KORUNACAK

 

Şaphane’nin 800 yıllık, Beylikler zamanında imece usulü yapılmış tarihi bir camisi var.

Bu caminin içinde de 700 yıllık, Şaphane Ulu Camisi’inde kalması şartıyla, şartlı hibe edilmiş büyük bir saati bulunmaktaydı.

 

Caminin 800 yıllık tarihi boyunca, bir hırsızlık teşebbüsü dahi olmamışken ve 700 yıldan beri aslı gibi korunan, çalışan tarihi saat, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, KORUMAK iddiasıyla, camiden aldıttırılmıştır.  

Şaphane’nin en değerli, şartlı hibe  tarihi eserinin alınmasına, Şaphane Kültür, Tanıtma, Geliştirme ve Çevre Derneği sahip çıkmıştır.  Tarihi saatin tekrar yerine iadesi için dernek halen dava yürütmektedir.

Dernek Başkanı Osman Kara ve dernek idarecileri:

“ Şaphane, hanlar, hamamlar yaptırabilir. Şaphane üniversitesi bile kurulabilir, binalar yapılır. En zengin şehir ve tekrar il bile olabilir. Ama ne yaparsa yapsın, asla böyle bir tarihi saate bir daha sahip olamaz. Şaphane en büyük varlığını kaybetmiş durumdadır.  Derneğimiz bunu anında görmüş ve saatin iadesi  için savaş vermektedir. 800 yıllık camimizde, 800 yıllık tarihi boyunca bir hırsızlık teşebbüsü dahi olmadığı halde, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün hangi gerekçe ile, Şaphane’yi ve camisini tehlikeli görmüştür? Bahane, siz koruyamazsınız, biz daha iyi koruruz olmuştu. Vakıflar, 700 yıldan beri, aslı gibi, çalışır vaziyette tarihi saatimizi koruduğumuz için taktir belgesi vermesi gerekirken, tarihi saati alıp götürmesini kınıyor ve iyi niyet olarak görmüyoruz.

 

Şimdi iadesinde, bahane içinde bahaneler çıkmaktadır. Saatin iadesi halinde nasıl korursunuz diye sorulmaktadır. Cevap basittir. 700 yıldan beri nasıl korduysak, yine öyle koruruz! Camide 24 saat esasına göre, nöbet tutma sırası, her hemşehrimize 3 yılda bir gelecektir.

Bu sefer de zaman değişti denecektir. Biz de yerimizde durmuyor ve teknolojiyi en iyi şekilde takip etmekteyiz.

Chip Dergisi’nin Ağustos sayısında, D-Link İP güvenlik kamarası tanıtıldı. 10x optik zumlu ve sesli bu kamara, bilgisayar da olmaksızın, internet üzerinden, tek başına dünyaya yayın yapmaktadır. Camimize, saatin iadesi halinde derneğimiz tarafından, diğer tüm tedbirlerin yanı sıra, bu kamarayı da koyacağız. Şaphane dünyanın her tarafına, en fazla göç veren şehirdir. Bu durumda, sadece Türkiye’nin her tarafına dağılmış binlerce hemşehrimizin yanında, yine dünyanın her tarafına dağılmış, diğer hemşehrilerimizin gözleri 24 saat camimizde, tarihi saatimizde olacaktır. Camimize giren kişi ve varlıkları, zum da yaptırarak yakından görecek, sesini dinleyecek ve gerekli hallerde her dileyen kayıt da yapabilecektir. Biz de gece yarısı iken, yine hemşehrilerimizin bulunduğu, diğer ülkelerde gündüz olacağından, binlerce göz durmaksızın tarihi saatimizin üzerinde olacaktır. Böyle bir tarihi saatin korunmasında, bir şehrin, onun yurtta ve dünyadaki  dostlarının toptan seferber olduğu, 24 saat binlerce gözün izlediği bu yere, gelsin bakalım biri cesaret etsin. Rüyasında görse, dudakları uçuklar.

 

Derneğimiz, tek başına da kalsa, dava dilekçesinde de belirttiği gibi, tarihi saatin korumasını ve bakımını üzerine almayı taahhüt etmektedir.

 

Bu durumda, Vakıfların şartlı hibe, bu tarihi saati elinde geçerli bir sebep olmasızın, halen iade etmeyişini anlamak mümkün değildir ve artık başka sebepler aranması gerekir.

 

Şaphane’nin en büyük tarihi eserini kaybettiğini anlayan ve görenler için, en azından bizler için bir manevi işkencedir.

 

Durumu buradan, yeni Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Başbakanımıza, ilgili Bakanlarımıza, tarafsız  hukuk ve adalet var diyenlere sesleniyoruz. Elinde bizim camimiz ve saatimiz için, hiç geçerli bir mazereti olmayan Vakıflar Genel Müdürlüğü derhal tarihi saatimizi iade etmeli ve asli görevi olan  onun yerinde tutulup, korunmasında yardımcı olmalıdır. Vakıf kelimesi, yerinde tutma anlamına gelmektedir.

Vakıflar camiden çalışan ve sağlam, orijinal tarihi saatimiz alıp götürmüştür. Saatimize, Vakıflar İdaresi kontrolündeyken, ağır hasar verdirilmiş ve tarihi özelliliğini kaybettirilmiş, tamirhanelerde sürünüyor ve bu yüzden iade de edilemiyor da olabilir. Bu durumda dahi Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün samimiyetle açıklama yapmasını beklemekteyiz.

 

Yabancı ve yerli kişi ve kuruluşlar tarafından, çalışan tarihi saatimizin yerinden alınmasına bir anlam verememişler ve durumu kınamışlardır. www.saphane.tr.gg, sayfasında, TARİHİ SAAT bölümüne ve bakınız ve canlı seyredin.

Vakıflar Müzesi ve genel müzelerimizin, bizim camimizden daha güvenli olduğunu kimse iddia dahi edemez. En güvenli sanılan müzelerimizden pek çok eser her gün çalınmakta, çürümektedir. Tüm müzelerimizin, tam envanterinin kontrolü yapıldığında ise, felaketin boyutları daha da iyi görülecektir.

 

Hele Vakıflar tarihine bakınca, pek çok eserin çalındığı, kendi sayfalarında dahi yayınlanmıştı.

 Sovyetler Birliği de bu koruma bahanesini, el koyma olarak çok iyi kullanmıştır. Onlara göre, hiçbir memleketi işgal etmemiş, el koymamış, sadece KORUMUŞTUR. Bilindiği gibi, bizim boğazlarımızı da, bizim artık koruyamayacağımızı öne sürerek, ancak  kendilerinin koruyabileceğini ileri sürmüştü. Bu olay bizi NATO’ya girmeye zorlamıştır.

Vakıfların da, 700 yıldan beri korunan tarihi saat için aynı iddialarda bulunması, şaşırtıcıdır.

 

ŞİDETLE PROTESTO EDİYORUM

Zekeriya Karadoğan Şaphane’nin en büyük tarih ve kültür varlığı Şaphane Ulu Camisi ve onun Vakıflar İdaresi tarafından alınan tarihi saat hakkında ağır rahatsızlık duyduğunu, içinin kan ağladığını ve basına sansür edilmemesi şartıyla ısrarla görüş belirtmek istemiştir. Zekeriya Karadoğan tamamen kendine ait, isteğine uygun olarak, sansürsüz, eksiksiz basına vermiş olduğu basın bildirisidir.

 

“ Ben Zekeriya Karadoğan, daha önce uzun yıllar Belediye Meclisi üyesi olarak, Şaphane’nin idaresinde rol almış bir kişiyim. Şaphane hayranıyım. Bu basın bildirimi tamamen benim sorumluğumda, bana aittir. Bu basın bildirimin,  basın tarafından, kısaltılır ve her hangi bir şekilde kısmen dahi sansür edilirse, bundan şikâyetçi olacağım gibi, bunu kınarım.

Son zamanlarda, Şaphane tamamen sahipsiz, kaderine terk edilmiş, halkı, sadece bir kaç kişi dışında

BUGÜN 173006 ziyaretçi BURADAYDI
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol