BU HAFTANIN SORUSU:
BİLGİ YARIŞMASI:
BU HAFTANIN SORUSU BİLGİ YARIŞMASI:
Süleyman Şah Fırat Nehri’ni geçerken ayağını üzengiden kurtaramaz. Sular Türk’ün atası Süleyman Şah’ı alıp gitti. Birkaç defa atıyla batıp çıktıysa da onu kurtaramadılar. Aşiret halkı feryada başladılar.
Süleyman Şah boğulmuştu. Askerler onun cesedini sudan çıkardılar. Onu, otağına koyarak, etrafında dokuz defa dönmek suretiyle gözyaşları içinde yas tutular. Bütün aşiret halkı, babasız kalan çocuklar gibi gurbet ellerinde mahzun kaldılar. Süleyman Şah’ın cesedini Raka kasabası civarında bulanan Caber Kalesi’nin önüne bir türbe yaparak oraya defnettiler.
Bu suretle Süleyman Şah, 10 Kasım 1228 tarihinde bu türbeye gömüldü. O zamanlar bu mezara “Türk Mezarı” adını verdiler. Öldüğü zaman altmış yaşındaydı. Asıl adının Türkçe Sülemiş olması ihtimali çok kuvvetlidir. Süleyman Şah’ın mezarı, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti topraklarına verilmiştir.
Soru: Türkiye’nin başka bir ülkedeki tek Türk toprağı olan türbe ve burayı koruyan T.C. Askerleri vardır. Askerlerimizin bugün nöbet tuttuğu ve karakolu olduğu ülkenin adı nedir? Hangi anlaşmaya göre, Türk varlığı orada devam etmektedir?
Cevaplarınızı “ mujdelihaberler yahoo.com “ gönderin
xxxxxxxxxxx
7 Dünya hariksının başında gelen eser,1631’de Hint-Türk imparatoru Şah Cihan’ın doğum sırasında ölen karısı Ercümend Banu Begüm için 22 yılda yaptırmıştır. Osmanlı İmpatorluğu da 28 mimarını göndermekle, bu dünya harikasının yapılmasında başı çekmişti. Bu kadar büyük binanın isklesi de önce tuğla duvarlar örülerek meydana getirilmekteydi. İnşaat ilerleyip, sıra iskele tuğların sökülmesine geldğinde, mimarlar Şah Ciha’na, iskele tuğla duvarlarının sökülmesinin en azında 7 sene süreceğini belirtmeleri üzerine, Şah Cihan “ YARIN SABAH TUĞLALARDAN ESER KALMAYACAKTIR! YRIN HAZIR OLUN! “ Der v e sabahleyin tuğlalardan eser yoktur. Şah Cihan burada ZEKANIN güçüne erişilemez olduğunu göstermiştir.
SORU: 1. Burası neresidir ve hangi mmahalde bulunmaktadır.
2. 7 Yılda sökülemez denen tuğla İSKELE, NASIL OLUP DA BİR GECEDE SÖKÜLEBİLMİŞTİR?
( Daha önce yayınlanan YORUMLARIMIZDA bu zeka güçünü işlemiştik )
CEVAPLARINIZI: mujdelihaberler yahoo.com. adresine gönderin.
Geçen HAFTANIN SORUSU :
As Provost she was responsible for a $1.5 billion annual budget and the academic program involving 1,400 faculty members and 14,000 students.
Bu İngilizce cümleyi okuyun. Dr. Condoleezza Rice’ın o zaman sorumluluğu tam ne kadardı?
CEVAP:
(Rektör Yardımcısı ) O amir olarak, yıllık 1.5 milyar $ bütçeden ve 1400 fakülte üyesi ile 14000 öğrenci dahil, akademik proğramdan sorumluydu.
BİLGİ YARAIŞMASI
As Provost she was responsible for a $1.5 billion annual budget and the academic program involving 1,400 faculty members and 14,000 students.
Bu İngilizce cümleyi okuyun. Dr. Condoleezza Rice’ın o zaman sorumluluğu tam ne kadardı?
CEVAPLARINIZI: mujdelihaberler yahoo.com. adreine gönderin.
GECEN HAFTANIN SORUSU:
Siyahi bir kız çocuğu, otobüsün önü boş olsa da siyahilere ayrılan tıklım tıklım dolu arka kısımda seyhat eder. Beyazlarla aynı yerde bile oturamaz. Daha 15 yaşındayken üniversiteye girer ve çok başarılı olur. Dr. unvanını da alır. Korkarak Beyaz Sarayın önünden geçerken “ Bir gün ben bunun içine gireceğim. “ der.
SORU: Şimdi 50 yaşlarında ama daha genç gösteren, halen bekar bu genç idealist kız kimdir. Görevi nedir?
Cevap:
Dr. Condoleezza Rice, ABD Diş işleri Bakanı
15 yaşında Üniversiteye başladı. Sabah 05.00 de kalkar ve 700 de işinin başında olur.
Dr. Condoleezza Rice, 22 Ocak 2001'de Başkanın Ulusal Güvenlik İlişkileri Yardımcısı (genelde Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak adlandırılır) oldu.
Haziran 1999'da Stanford Üniversitesinde 6 sene süren doçentliğini tamamladı. Bu süre içinde aynı zamanda Rektör Yarımcılığı görevini de yürüttü. Rektör Yardımcısı olarak, yıllık 1.5 milyar $ bütçeden ve 1400 fakülte üyesi ile 14000 öğrenciden sorumluydu.
Stanford'daki fakültede Siyaset Bilimi öğretim üyesi olarak 1981 itibaren çalıştı ve bu süre zarfında iki öğretim ödülü aldı (1984'de "Walter J. Gores Award for Excellence in Teaching" ve 1993'de "School of Humanities and Sciences Dean's Award for Distinguished Teaching")
Stanford'dayken Uluslar arası Güvenlik ve Silahlanma Kontrol Merkezi üyeliği, Uluslar arası Çalışmalar Enstitüsü kıdemli üyeliği ve Hoover Enstitüsü üyeliği yaptı. Yazdığı kitaplar; Philip Zelikow ile "Birleşmiş Almanya ve Dönüştürülmüş Avrupa" (1995), Alexander Dallin ile "Gorbaçov Dönemi" (1986) ve "Şüpheli Sadakat: Sovyetler Birliği ve Çekoslavak Ordusu" (1984). Ayrıca, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'nın dışişleri ve savunma politikaları üzerine çok sayıda makale yazdı ve Birleşik Devletler Moskova Büyükelçisi'nin residansından İngiliz Milletler Topluluğuna, 1992 ve 2000'de Cumhuriyetçiler toplantılarına kadar çok yerde konuşmalar yaptı.
Almanya'nın birleşmesinin ve Sovyetler Birliğinin son zamanları olan 1989'dan Mart 1991'e kadar Bush yönetiminde Ulusal Güvenlik Konseyinin Sovyet ve Doğu Avrupa İlişkilerinde Direktör ve Kıdemli Direktör; ve Ulusal Güvenlik İlişkilerinde Başkanın özel asistanı olarak görev yaptı. 1986 senesinde Uluslar arası İlişkiler Konseyinin üyesiyken, Genelkurmay Başkanının özel asistanı olarak da çalıştı.
Condoleezza Rice, 14 Kasım 1954'de Birmingham, Alabama'da doğdu. Lisansını Siyaset Bilimi üzerine Denver Üniversitesinden 1974 senesinde aldı. 1975 yılında Notre Dame Üniversitesinden master'ını, 1981 yılında Denver Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Lisans üstü Eğitim Biriminden doktorasını aldı. Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi üyesidir. Morehouse Kolejinden 1991 senesinde, Alabama Üniversitesinden 1994 yılında, Notre Dame Üniversitesinden 1995 yılında ve Mississippi Koleji Hukuk Fakültesinden 2003 senesinde fahri doktora unvanları aldı. Washington D.C.'de ikamet etmektedir.
Türkçemizde “ iri, kocaman, büyük “ kelimeleri çok yakındır.
1-“ … Fatih Sultan Mehmet Han zehirlenerek şehit edilmiştir.” Cümlesinin başına, yukarıdaki kelimelerden uygun olanını yerleştirin.
2- Şaphane 800 yıllık camisinden, yine 700 yıllık çok kıymetli tarihi eserini kaybetmiştir. Bu tarihi eser nedir? Mümkünse özelikleri nelerdir?
Cevaplarınızı “ mujdelihaberler@yahoo.com “ ‘a bekliyoruz
GECEN HAFTANIN SORUSU:
1- Bu yıl 3. Yapılacak olan “ Şaphane Dağı 3. Yayla Şöleni, Şaphane Dağı’nın mahalli müzisyen sanatçıları kimlerdir?
CEVAP: - Alettin Özdinc, Adem İleri ve oğlu, Mustafa Çelik, (rahmetli )Hüseyin Aksu ( Var olun, sağ olun! )
2- Napoléon Bonaparte) (15 Ağustos 1769 - 5 Mayıs 1821),dünya da bir şehre âşıktır. Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti bu şehir olurdu diyerek, BU ŞEHRİN jeopolitik önemini göstermiştir. Dünya başkenti olabilecek bu şehir neresidir?
a- Paris , b- İstanbul c- Roma
CEVAP: b- İstanbul
Yarışma birincisi: Recep Tuna Şaphane Lisesi
GECEN HAFTANIN SORUSU:
SORU:
1.
Şaphane Dağı üzerinde, bakir, cennet misali bir Gökçukur Yaylası bulunmaktadır. Bu yaylada geleneksel “ Şaphane Dağı Bölgesel Yayla Şöleni” yapılmaktadır.
Bu yıl kaçıncısı ve ne zaman yapılacaktır?
2. “ Biz Allah’a güveniriz ” sözü hangi parada yer alır ve mümkünse İngilizcesi nasıldır?
1. Mehmet AKASU. 2. Recep Tuna, 3. Engin Naz, 4 Engin Naz, 5 İbrahim Zeki
CEVAP: ( Yarışma biricisinin cevabı )
Cevap 1 : 3.kez, 5 temmuz 2008 de yapılacaktır.
Cevap 2 : Amerikan doları. İngilizcesi: “IN GOD WE TRUST”
Eskiden Amerikan Doları üstünde “IN GOLD WE TRUST” yani “ALTIN’A GÜVENİRİZ” yazardı. Sonradan “L” harfi düştü, “IN GOD WE TRUST” yani “ALLAH ’A GÜVENİRİZ” oldu.
Olayın kısaca öyküsü: Eskiden Amerikan Dolarının üstünde “Amerikan Merkez Bankası her kağıt dolar için isteyene şu kadar altın vermeyi taahhüt eder” diye bir yazı vardı. Amma, A.B.D. elindeki altından kat kat fazla dolar basıp dünyaya pompalamıştı. Böylelikle de kendine faizsiz kredi sağlıyordu. General De Gaule bu oyunu sezince, A.B.D.ne “al kağıt parayı ver altını” dedi, ve kıyamet koptu. Ya da ekonomistlerin deyişiyle DOLAR-ALTIN BAĞI KOPTU.
Kısacası, A.B.D.leri “altın maltın vermem” diyerek işin içinden çıktı. Borcunu inkâr etti.
Peki, karşılıksız çek durumuna düşen dolar geçersiz mi oldu? HAYIR. Çünkü doların gücü, banknotta yazılı altın vaadinden değil, arkasındaki Amerika’nın egemenlik sopasından geliyordu.
YARIŞMA BİRİNCİSİ MEHMET AKSU’nun HAYAT HİKÂYESİ
1978 yılında Şaphane ilçesinde doğdum. İlkokulu 1989 yılında Şaphane’de tamamladıktan sonra, 1992 yılında Kütahya Kılıçarslan Lisesi orta kısmından, 1996 yılında Çankırı Ziraat Meslek Lisesinden Mezun oldum ve 1998 yılında Ziraat Teknisyeni olarak Afyonkarahisar İli Kızılören İlçesinde çalışmaya başladım. Daha sonra sırasıyla 2004 yılında SDÜ Atabey MYO Seracılık Bölümünü, 2005 yılında AÜ İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü (Açık Öğ.) ve son olarak ta 2008 yılında SDÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünü bitirdim. Halen Isparta İlinde “Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü” nde Ziraat Mühendisi olarak görev yapmaktayım.
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere tam bir gurbetçiyim. Her zaman içimde özlemini duyduğum Şaphane’mizin aşığıyım. Kendileriyle gurur duyduğum Adil ve Durkadın AKSU ’nun oğluyum. Evli ve bir çocuk babasıyım.
Umarım bu yıl Şaphanedeki şenlikler ve festivale katılabilirim. www.saphane.tr.gg sitesi sayesinde şaphane hasretini bir nebze olsun azaltmaya çalışıyorum. Emeği geçenlere teşekkür eder,
Saygılar sunarım.
Mehmet AKSU
ÇOK YARIŞMACI KATILMAKTADIR HEPİNİZİ TEBRİK EDİYORUZ. LÜTFEN HAYAT HİKAYENİZİ VE
BİR RESMİNİZİ DE İLAVE ETMEYİ UNUTMAYIN!
GECEN HAFTALARIN
1402 Yılında 2 Müslüman ve hafız Osmanlı sultânı Yıldırım Bâyazıd ile Timur Han savaşa tutuşurlar. Yenilen Yıldırım Beyezıt’a çok iyi davranan Timurlenk, hafifçe güler. Yıldırım Beyazıt neden güldüğünü sorar. Timurlenk: “ Şu Allahın işine bak. Şu dünyayı senin gibi ama ile benim gibi bir topala bıraktığına gülerim” der. Bâyezîd Han, kederinden ve nefes darlığından kırk dört yasında vefat etti. Tîmûr Han ölüm haberini alınca; "Yazık oldu, büyük bir mücahidi kaybettik" demekten kendini alamadı.
Bu savaşın adı ve geçtiği yer neresidir?
GECEN HAFTANIN SORUSU:
Nikah masasındaki evleneceklere, bazen uluslar arası kaideyi bozarak, kadına saygıdan olsa gerek, önce hanımdan başlanır. Bu neden yanlıştır?
a) Doğrudur. Öncelik hanımlarındır.
b) Böyle uluslar arası kaide yoktur. Her belediye hürdür.
c) Böyle bir kaide vardır. Burada beklenen evet veya hayırdır. Beyden başlanır. Bey hayır derse, orada henüz evet dememiş hanımın gururu korunmuştur. Tersi olsa, hanım ne kadar zor durumda kalacaktır.
Şıklardan birini seçin ve yorumlayın!
CEVAP: C ŞIKKIDIR.
Bazı yarışmacılar,
“Doğrudur öncelik hanımlara aittir. Atatürk bu konuda bayanlara bazı haklar vermiştir. Bu haklardan biriside bayanlara öncelik hakkıdır. “ şeklinde cevaplamışlardır. Hâlbuki burada hanımlara değer verildiği için, önce beyden başlanmalıdır. Nikâhta evet demiş bir hanım, beyin hayır demesi durumunda düşeceği zor durum göz önünde bulundurmalıdır. Eğer siz taraflara soruyorsanız, cevabın her zaman da evet veya hayır olması ihtimali ve haliyle beklentisi vardır. Belediyelerimiz, bunu göz önünde bulundurarak, önce beylerden başlamasıyla, uluslar arası bir nezaket ve görgü kuralına uyulmuş olacaktır.